28 Mayıs 2009 Perşembe

coraline(!) harikalar diyarında


bugün,kazandığım ipod hoparlörünü almak için gittiğim afm den hesapta olmayan farklı bir sinema tadıyla ayrıldım..=) hediyemi alırken gördüğüm coraline 3D yazılı afiş beni dürtmüştü bi kere izlemek istediğim de bir filmdi hemen ilk seansa bir bilet aldım =)

coraline,th
e nightmare before christmas ın yönetmeni henry selick in ellerinden çıkma.( tnbc nin yönetmeni olarak tim burton ı biliyordum ama filmden sonra henry selick olduğunu öğrendim,şaşırdım! ) e yönetmen bu olunca filmdeki dünyayı da hayal etmek zor değil haliyle,evet tim burtonsal olağanüstü bir dünyada geçen 3 boyutlu stop motion alice harikalar diyarında diyebilirim film için..ne tanım ama =D

yeni taşındıkları yerden memnun olmayan,anne ve babası sü
rekli işleriyle meşgul olan,mutsuz mavi saçlı kahramanımız meraklı caroline hayır hayır onun adı coraline(!) ,evinde bulduğu küçük kapıdan geçerek çocukların mutsuzluklarını kullanıp onları kaçıran,gözlerini çalıp yerlerine düğme diken zalim cadının eline düşer ve bu düğme gözlü alternatif harikalar diyarında macera başlar..gerisini izleyin ,görün ;) ama bir not:kahramanımızın adını yanlış telafuz etmeyin =D

filme bir de 3 boyut kısmından bakarsak kesinlikle yaşanması gereken bir deneyim diyorum.daha önce beowulf filmini cinebonusta 3 boyutlu olarak izlemiştim ama bugün afmde izlediğim 3 boyut çok daha iyiydi ;)



bir de burdan afm ye sesleniyorum the nightmare before christması da 3 boyutlu olarak görmek isterizzz ! 3 boyutlu versiyonunu gösterime koysanız tam süper olur =))
Devamını Oku

24 Mayıs 2009 Pazar

My Comiqs

Devamını Oku

17 Mayıs 2009 Pazar

Angora Fotoğraf Albümü



Resimlerin büyük hallerini görmek için view all images tıklayın ;)
Devamını Oku

16 Mayıs 2009 Cumartesi

güney ekspresiyle angora..


Ankaradaki boluspor – karşıyaka maçını izlemek için aldığımız ani kararla son derece ucuz olan fiyatıyla tercih sebebimiz olan güney ekspresiyle ilginç yolculuğumuz ekşiden okuduğumuz yorumlarla kat be kat artmış merakla,izmit garından başlıyor.

Yerlerimizi alıyoruz koridorlardaki ağır koku kompartımanda yok ve ilk korku olan yer bulamama,ayakta kalma tehlikesini atlatıyoruz =) tren bizi çok sıcak karşılıyor hem de terletecek kadar çok =) kompartımanda sıcaklık kontrolü için ayar var ama ayarlamak ne mümkün çalışmıyor tabiî ki 6 liraya ne olcaktı klima mı olsaydı =D ilk anekdot ta kondüktörle birlikte gelmekte gecikmiyor.bilet kontrolünden sonra kondüktöre kompartımanın aşırı sıcak oluşunu söylüyoruz.kaloriferi kapama imkanımız yok mu diye bir soru geliyor,kapalı kapalı kaloriferler diyor.kapanmış hali bu mu?el değmiyo buna diyorum,sen evde sobayı söndürdüğünde hemen soğuyo mu soba cevabını alıp oturuyorum aşağı =S sıcak bir yolculuğun sinyalleri verilmiş oluyor böylece özellikle de benim için zira kalorifer benim koltuğun altında..bu fiziksel sıcaklığın yanında arkadaş ortamımız da sıcak =) sohbet gırla,bacaklarımızı uzatarak yaptığımız sehpa üzerinde pis yedili oynuyoruz kahkahalar eşliğinde =))

gecenin karanlığında ilerlerken ıssız istasyonlar birer birer geçiyor..gece de olsa dışarıyı izlemek güzel =) bi de gündüz olsa öyle görsem diye iç geçirmeden edemiyorum..oyundan sıkılınca artık lost un sezon finalini izliyelim diyoruz heyecanla.ama yok baştaki heyecan diziyi izlerken yerini sıkıntıya bırakıyor.nedense çok sıkıcı geldi bana ara ara laptop ekranı yerine camdan dışarı bakıyorum geçtiğimiz yerleri merak ediyorum.finali yapıyoruz,noldu finalde? john locke..oops spoiler yapmayalım =D

geçen 3.5 saatin ardından Eskişehir garındayız.Bozüyük ve Bilecik’e göre ışıl ışıl güzel bi gar.burda yarım saat kadar bekledi tren.koridora çıkıyorum dolaşıyorum soba cevabı aldığım kondüktörü görüyorum ne zaman kalkıcaz buradan? diye soruyorum bilmediğini söylüyor alla allah tarifeli tren değil heralde bu =S adam yine beni benden alıyor =D eskişehire kadar zaman hızlı geçti bilete göre Ankara varış zamanımız 06.50 ama düşünüyoruz sanki daha erken varırız.heralde diyorum yoldaki rötarları hesap edip te belirliyolar bu saati zira alpu diye bi istasyonda durup bekliyoruz.derken bağırışlar geliyor dışarıdan hemen cama koşup bakıyorum trenin yanında bi sürü eşya bi sürü çuval bi yandan yükleniyor bi yandan adamın biri kadınlara bağırıyolar neden indiniz yükleyin şunları falan anlayamadım bi türlü neydi olay ama anladığım şey erkek kadınların başında durup onlara eşyaları yükletiyor ve bağırıyor ve tren kalkarken de az önce bağıran çağıran o değilmiş gibi el sallıyor sevecen abim benim =S

yolculuk devam ediyor aramızda uyuyanlar olmaya başlıyor.melihe diyorum hadi treni dolaşalım merak ediyorum değişik insanlarla karşılaşırız belki.çıkıyoruz önce arka vagonlara doğru gidiyoruz.bizimkine göre daha iyi kokan koridorlar bomboş,herkes uykuda..tek biz varız koridorlarda..sonunda en arkaya geliyoruz kilitli tahta kapı ve bir zille karşılaşıyoruz..merak ediyoruz ama kapıyı açmak için yoklamak dışında bişey yapamıyorum tırsmak değil yanlış anlamayın =P =D şimdi de ön vagonlara gidelim diyoruz burası kalplerin güm güm attığı yer =D önümüzde tekin olmayan hırıldanan bi adam var o da ilerliyor koridorda.beyaz gömlekli esmer bi gencin önünden geçiyoruz koridora biz geçer geçmez o da arkamızdan geliyor.önde adam arada melih ve ben arkamızda bu tekin olmayan genç adam.yo yo iyi bi sahne değil bu.birden önümüzdeki adam duruyor bi kompartımanın kapısını açıp bişeyler söylüyor.koridorun darlığından dolayı haliyle biz de duruyoruz.biz de böyyle bi psikoz oluştu =D melihe bakıp geri dönelim el hareketini yapıp hızlı adımlarla geri dönüyoruz,kapıları kapaya kapaya arkamıza bakmadan döndük kompartımana =D heyecanlı bir anı olarak kaldı bu da bize =))

Polatlıya varmadan dışarıyı seyrediyoruz melihle,herkes uyuyor kompartımanda.dışarda bir tek ağaç yok ışık olarak sadece yıldızlar ve ay var..ıssız bucaksız yerlerden geçiyoruz..neredeyiz biz gerçekten başkente mi gidiyoruz? Polatlıdan sonra bir saat kestiriyorum.uyandığımda aman allahım ateşler içindeyim sınıyo musun beni?altımdaki kalorifer yine tam gaz yanmakta kesin bu kondüktör aslında sobayı saatler önce kapamıştır da daha soğumamıştır o..gömlek resmen üzerimde ütülenmiş hem de buharlı ütüyle =D yok kesin bu trenin ısıtma sisteminde uranyum çekirdeği yakıyolar,nükleer sobası var herhal =D bu kaloriferden çıkan ısı enerjisini al trenin motoruna uygula tren uçar gider valla al sana hızlı tren çözümü =P =D

uyandığımda gün aydınlanmıştı artık yerleşim yerleri başlamış ve gün doğumuyla,tarlaların üzerinde oluşan sis tabakası çok güzel pozlar veriyor fotoğraf makineme =) gittikçe raylar çoğalıyor artık yol başkente çıkıyor.ve saat 05.50,beklenenden bir saat önce Ankara garındayız nihayet =) gece 10da başlayıp sabah 6da biten 8 saatlik unutamayacağım yer yer sıcak ve rahatsız yer yer heyecan ve yusuflu ama son derece keyifli bir yolculuk sona eriyor.. =)
Devamını Oku

bir kısa film..

Yorgan adlı kısa film iyi seyirler..



izliyemiyosak tünele: http://tinyurl.com/p2m4mt
Devamını Oku

omegleden bir diyalog..


diyalog güzelim sitenin geldiği durumu gözler önüne seriyor =D



stranger: hi babe
ben: oha =D
ben: türküm deme bak =D
stranger: ne diyim olm
stranger: türküz işte
stranger: =D
Devamını Oku

Simpsons akapella tema müziği..



izleyemiyosanız tünele alalım : http://tinyurl.com/opjk88
Devamını Oku

bilin bakalım hangi firma?? =D

bursa-kocaeli yolunda 1 km. içinde tam 3 kere yolcu indirmek için durabilen,ayakta yolcusu da eksik olmayan şehirlerarası dolmuş firması..??

Devamını Oku

Arşiv Günlükleri..

evet önceki günkü olaylardan sonra ayaklarım geri gidiyor,aklım daha da gitme oraya diyor..ama gidiyorum mecburum..

bugün sanki iyi şeylerin habercisi çünkü güneş parlıyor =)

gittim bana yardımcı olacak arkadaşım halili bekledim (sözde yardım :D )

buluştuk vee binalar arası mekik dokuma tekrar başladı :S bürokrasinin vazgeçilmez öğesi olsa gerek bu..

direk arşive gidiyorum hizmetliler almayız böyle direk yassah kardeşim ifadesi takınıyorlar,o an adı aklıma gelmeyen nazif abiyi sormaya çalışıyorum yok ismi gelmiyo aklıma :D adı n harfi ile başlayan bi abi varmış o nerde diyorum :D cevap yok :D

ve yine sarı bıyığın eline düşüyorum :S sarı bıyık traş olmuş,bıyıklar kısalmış tayyibin sarı bıyık versiyonu olmuş :D ama adam nası bıraktıysam öyle soliter ve sigaraya devam :D cevap vermemeler,bi yere yollamalar..

sarı bıyık sekreterliğe yolluyor sekterlik sarı bıyığa..sarı bıyığa diyorum sekterlikteki herif buraya şutladı direk ağzımı açmadan,sarı bıyık diyor o seni başından savmak için yollamıştır aslında onlar bakıyo o işe (alla allah ordaki adam da onlar bakıyo o işe demişti :D )..hangisi gerçekten başından savıyor çözen beri gelsin :D ve sonuç aksel bekliyor bekliyor..

başından savmayan tek kişi var nükhet hocam =) saolsun çok yardımcı oldu,bizi ağırladı,ilgilendi..sıkınt
ılı geçebilcek zaman iyi geçti bu sayede..

sarı bıyıktan uzaklaşıp muhabbete daldık halilin askerliği,benim okuldu derken baya ilerledi sohbet =)

aklımda kalan bi diyalog :D ben tarayıcıda fotoğraflarını tararken geçiyor..

-aksel sen müslümandın dimi :D
-evet hocam müslümanımmm, yaani eh :D hamdolsun :D :D
-ismin yabancı sen okurken de sormuştum dimi :D

ve öğlen 1 oldu saat nafiz abi aranıyor bu işi çözebilcek tek kişi kahraman hizmetli :D

bu arada halil cuma namazına gitmek için ayrılıyor hani dosya arayacağuktuk len :D 3 cuma olmuş namaza gitmeyeli :P ondan gitmesi gerekti,gitsin allah kabul etsin :D

ama nükhet hocadan güzel tepki:halil cumaya gitmek yerine aksele yardım etsen daha çok sevap olur valla :D çok hoşuma gitti bu deyiş tuttum :D

ve aranan adam nazif abi bulunuyor arşive gidiliyor sonunda..

arşive girildiği an göz böyle bi fokuslama yapmaya çalışıyor :D

adı arşiv yoksa geri dönüşüme yollanacak kağıt yığınlarından farkı yok..

arşivden genel görünüm..

her yer dosya,gülüm sen yandın diyor hizmetli :D evet abi işim şansa kalmış artık bakcaz bakalım :D

gülüm çok kişi geldi buraya dosya aramaya :D

arayışlar arayışlar..arşivdeyken görevli başımda duruyor abi sen bak işine ben bakarım buralara diyorum ve adamı yolluyorum arşivi fotoğraflamak için fırsat yaratıyorum ehe :D bir büyük kutu bitti ikinciye geçiyorum artık çıktım dosyaların üzerine oturdum..

dosyayı bulmadan önceki ifade,ifadesizlik mi desek :D

ikinci kutuyu altına üstüne getiriyorum vee sonunda bingo =)) işte orda kırmızı dosyam orda :D

ve sonunda zafer nidaları :D

ve de zafer pozu ehe :D

arşivden çıkıyorum o da ne sarı bıyık dışarda :D tamam dimi diyorum bak dosyayı aldım gidiyorum bi daha uğramam buraya bitti diyorum :D

sarı bıyıktan hayatımın tavsiyesini alıyorum: bence de hiç uğrancak yer değil burası uğrama sen bi daha buraya :D (ulan orayı uğranmıcak yer yapan öğelerin başında sen geliyosun be adam :D )

iyi günler sana sarı bıyık,iyi günler.. =))
Devamını Oku

trajikomik..



ortam kasvetli,depresif bir film çekmek için herşey tastamam sanki..gökgürültüleri,sağanak yağmur,soğuk ve loş aydınlatmalı binalar ve lanet olası bürokrasi hepsi benim için özenle günüme saçılmış..

staj dosyamı alabilmek için 4 saat boyunca bürokrasinin pençesindeyim..

bu trajikomik diyalog ta son
saatte geçti..arşive girip dosyalara bakmak için uğraşıyorum..kahramanlar; ben ve idareki mal görevli nam-ı diğer sarı bıyık =D

ben: 4 saattir burdayım,bu staj dosyaları arşivde değil mi?
sarı bıyık: eveeet arşivde ( bi yandan soliter oynuyo deyyus )
ben: heh tamam arşiv nerde ben orda bakayım dosyaya?
sarı bıyık: arşivdeee ( durmak yok solitere devam,aman as kaçmasın )
ben: ( içimden -> yapma yaaaa arşivdeymiiiş vay anasını :D ) :S tamam o dediğiniz arşiv nerde ben gidip bakayım oraya

sarı bıyık:
mesai de bitiyo kimse kalmamıştır ben seni özgün beye yollıyım o yardımcı olur sana

evet ağlıyalım mııı gülelim mi ne dersiniz? =))

bir de o açtığı faldan hayır gelir mi bu deyyusun =D
işte sarı bıyık anime =D



Devamını Oku